Sosyal Medya Algoritmaları ve Seçmen Davranışı


Erkan Saka, İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü


Tuğçe Erçetin: Merhaba, ben Tuğçe Erçetin. “Seçmen Ne İster?“ podcast serisine hoş geldiniz. Serimize İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Erkan Saka ile devam ediyoruz. Hocam, hoş geldiniz.

Erkan Saka: Hoş bulduk, teşekkürler davet için.

T.E: Biz zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Bildiğiniz gibi bugün sizinle birçok gerçekliklerin aynası olabilen “Sosyal Medya Algoritmalarını ve Seçmen Davranışını“ konuşacağız. Dolayısıyla, sizden öncelikle sosyal medya algoritmaları dediğimiz zaman ne anlamamız gerektiğini öğrenmek istiyoruz.

E.S: Tabii. Şimdi aslında algoritma; bilgisayar bilimlerinin temelinde olan bir şey ve aslında her zaman vardı ama ne değişti? Artık daha çok böyle gündelik hayatımıza sosyal medya girince ve daha çok kullanım olunca başlardaki algoritma daha kullanımımıza çok müdahale etmiyordu ama bir noktada sosyal medya platformları çeşitli nedenlerle ve başta da iş modelleri gereği belli algoritmalarla müdahale etmeye başladılar. Şöyle söyleyeyim, bu çoğu zaman bizim de işimize geldi. Neden? Çünkü başlarda işte yüz tane arkadaşımız varken bir sosyal medya platformunda, yüz kişinin bütün etkinliklerini görebiliyorduk rahatlıkla ama bine çıkınca bu zaten ister istemez bir ayarlama yapmak gerekecekti belki ya da göremeyecektik, yetişemeyecektik. Algoritma denen şey, “neyi önce görelim”. Tabii, burada kararı genellikle platform veriyor, biz değil. Orada zaten sorun başlıyor. Çoğu zaman onun verdiği karar bize de uygun geliyor ama zamanla gördük ki o kadar da iyi karar vermeyi biliyorlarmış, veremeyebiliyorlarmış, iyi ya da kötü niyetlerle. Onun için de önümüze düşen içeriğin ne olup ne olmadığını algoritmalar belirlediği için ve bu kadar da penetrasyon oranı sosyal medyada yüksek olduğu için bu bir artık problematik haline geldi. Kabaca sosyal medya ve algoritmalar olayı bu. Bir sürü boyutu var ama yani bunsuz olamıyoruz bu arada ama bunun nasıl olacağı konusu da daha uzun süre tartışılacak, tartışma konusu olacak.

T.E: Siz aslında bu tanımlamayı paylaşırken algoritmaların müdahalesi gibi bir durumdan da bahsettiniz. Biraz belki buradan devam edebiliriz. Yani böyle bir müdahale söz konusu. Peki, o zaman sosyal medya algoritmaları seçmenin oy verme davranışını etkiliyor mu? Etkiliyorsa nasıl etkiliyor?

E.S: Tabii ki, şimdi etkileyebilir. Yani burada çok kesin kanıtlı bir şey konuşamayacağım. Bunlar biraz spekülatif bir alan, araştırmalar da sürüyor ama şimdi şeyden az önceki tanımlardan yola çıkacak olursak, önümüze ne içeriğin düşeceğine eğer platform karar veriyorsa ona göre algoritmayı şekillendiriyorsa o zaman önümüze düşecek şey etkileyebilir tabii bizi. Hatta şöyle bazen iyi niyetlerle yapılan şeyler de kötü sonuç veriyor. Mesela, 2016 sonrasında Meta haberlere olan vurguyu azaltma kararı almıştı. Haberlerde çok dezenformasyon olduğu için Facebook'ta önümüze düşen içerikte, sosyal ilişkileri öne çıkardı ama o zaman da şöyle bir şey oldu; sosyal ilişkiler üzerinden yani bu akrabalarımız, yakın tanıdıklarımız, onların paylaşımları daha da çok dezenformasyon içerebilir ve sonra da dezenformasyon çözülemedi çünkü olay sırf bizzat haber kaynağı değil bunların nasıl paylaşıldığıyla da alakalı. Burada da değişmeyen şey, algoritmik müdahalede mesela, etkileşimi yüksek olan içeriğin öne çıkarılmasıydı. İster bunu haber merkezinden gelsin isterse sosyal bağlantılarınız üzerinden, eğer genelde de haber, içerik diyelim daha skandal ya da sansasyonelse daha fazla etkileşim alıyor ve daha çok kişinin önüne düşüyor. Şu anda da yaşadığımız bu. Mesela, bundan hani bu arada algoritma tekil bir şey değil, sürekli değişen bir şey yani düzenlenen modifiye edilen ama en azından genel geçer, sosyal medya platformlarının hâlâ özellikle tuttuğu prensiplerden birisi etkileşim. Bu mesela algoritmik müdahalede genelde çok değişmeyen bir şey. Etkileşim bir şey alıyorsa o daha çok kişinin önüne düşmeye başlıyor timeline ile ve bu bağlamda da  genelde, artık insan doğası demek de istemiyorum ama çoğunlukla etkileşim alınan şeyler daha sansasyonel olan içerikler. Bu bakımdan bir müdahale, algoritmik müdahalebu anlamda hâlâ devam ediyor. Biz yine daha sansasyonel içeriği görmeye devam edeceğiz. Bu içeriğe göre de insanlar bundan ne kadar etkileniyor ayrı bir tabii siyaset bilimi ve sosyolojik bir araştırma konusu ama en azından genel gözlemlerimiz, var olan çalışmalar gösteriyor ki bir noktada tabii ki bunlar bir etki yaratmaya başlıyor ve seçmen davranışını şekillendiriyor.

T.E: Erkan Hocam, dinamik bir yapıdan da bahsediyorsunuz ve bir yandan da biz kritik seçimlere doğru ilerliyoruz. Bu anlamda gelecekteki seçimlere dair de bir sorum var. Önümüzdeki seçimlerde sosyal medya algoritmalarının seçmenin oy verme davranışı üzerindeki etkisinin ne olmasını bekliyorsunuz? Ya da böyle bir etkiden bahsetmek ne kadar mümkün?

E.S: Şimdi bir tür kantitatif bir şekilde ifade edemesem de bir tür etkinin olacağı kesin. Şimdi Türkiye'de de hassas olan konuları düşünürsek mesela bir şekilde düzensiz göçmen meselesi kesinlikle seçime yaklaştıkça bu konuda daha fazla içerik görmeye başlayacağız. Bunların ne kadarı nesnel ne kadarı değil tahmin edebilirsiniz. Seçmenin korkularına, kaygılarına hitap edecek içerik çoğalacak. Bu bazen doğru bir içerik de olabilir. Yani ekonomik krizle ilgili bir şey de olabilir, daha realist bir düzeyde de olabilir, olmayabilir de. Genellikle deneyimimiz gösteriyor ki, gerçeklikten kopuk skandal, sansasyon içerik daha ilgi çekiyor ve daha çok üretildi. Komplo teorilerini daha çok göreceğiz bu dönemde ama çok faktörlü bir sürece giriyoruz. Bir taraftan bir deprem sonrası yaşanan mağduriyetler ve sorunlar var, bir taraftan devam eden ekonomik kriz var, bir taraftan muhalefetin tavırları var ya da taktikleri, hükümetin hamleleri var. Yani şunu da söylemek istiyorum, kesinlikle tabii ki etkiliyor bir yere kadar ama sosyal medya tek etkileyici güç değil. Yani böyle çok determinist de bakmamamız gerekiyor. En azından benim söylediklerim bu alanda sosyal medyada bu tip içerikler daha da artacak ama onlar seçmeni ne kadar etkileyecek diğer faktörlerle beraber düşünmemiz gerekiyor ve algoritmik müdahalelere dönecek olursa, dinamik bir ortamdan bahsediyoruz, dinamik bir süreçten, sosyal medya platformları bir taraftan bunları ticari sır olarak gördüğü için tam olarak detayları vermiyor ama bunları tahmin edebiliyoruz. Bunları sürekli değiştiriyor, bir bakıma modifiye ediyor çünkü asıl zaten gelir kaynağının bir parçası bu ve bu arada da bir duyarlılık da yükseliyor. Biz artık algoritmaların hayatımızda ne kadar etkileyici olduğunu, etkileri olduğunun farkındayız. Bu farkındalık da aslında bence ümit veren bir şey yani tamamen apokaliptik bir distopik bir gelecek beklemiyorum ben. Öyle kaygılar da var, oraya kadar varmayacak en azından bunun farkındayız. Kamuoyu bu konuda daha duyarlı ve artık yavaş yavaş karar vericileri de etkilemeye başladılar. Onun için gözümüzü tamamen böyle karartmaya da gerek yok ama bunun farkında olmamız gerek ve gerçekten de bu potansiyel yüksek, riskli dezenformasyonu ve kutuplaşmayı tetikleyecek bir içerik fırtınası gelebilir tabii ki seçim sürecinde.

T.E: Erkan Hocam, hem aydınlatıcı sohbetiniz için hem de değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz.

E.S: Estağfurullah, ben teşekkür ederim.

T.E: “Seçmen Ne İster?“ serimizin bu bölümünü sonlandırıyoruz. Tartışmalarımız devam edecek. Herkese iyi günler dilerim.


Meraklısına Önerilen Okumalar:

Saka, E. (2020). Big data and gender-biased algorithms, in The International Encyclopedia of Gender. Media and Communication, John Wiley & Sons.